"senin" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "senin" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 130

SURE ADI AYET
Furkan (60) Onlara, "Rahmân'a secdeye kapanın denildiğinde "Rahmân da nedir? senin bize emrettiğine mi secde edeceğiz?" derler ve bu onların nefretini artırır.
Şuara (9) Şüphesiz senin Rabbin, elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.
Şuara (68) Şüphesiz ki senin Rabbin elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.
Şuara (104) Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır.
Şuara (122) Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır.
Şuara (140) Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.
Şuara (159) Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.
Şuara (175) Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.
Şuara (186) Sen sadece bizim gibi bir insansın. Biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz."
Şuara (191) Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.
Şuara (195) Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir.
Neml (33) Dediler ki: "Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini düşün."
Neml (73) Şüphesiz senin Rabbin insanlara karşı lütuf sahibidir. Ancak onların çoğu şükretmezler.
Neml (74) Şüphesiz senin Rabbin onların kalplerinin gizlediği şeyleri de, açığa çıkardıklarını da mutlaka bilir.
Neml (78) Şüphesiz senin Rabbin onların arasında hükmünü verecektir. O, mutlak güç sahibidir, hakkıyla bilendir.
Kasas (20) Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi. "Ey Mûsâ! İleri gelenler seni öldürmek için aralarında senin durumunu görüşüyorlar. Şehirden hemen çık. Şüphesiz ben sana öğüt verenlerdenim" dedi.
Kasas (28) Mûsâ şöyle dedi: "Bu seninle benim aramda bir iş. İki süreden hangisini tamamlarsam bana bir husûmet yok. Allah söylediklerimize vekildir."
Lokman (15) "Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim."
Ahzab (37) Hani sen Allah'ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, "Eşini nikahında tut (onu boşama) ve Allah'tan sakın" diyordun. İçinde, Allah'ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha layıktı. Zeyd eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü'minlere bir zorluk olmasın. Allah'ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.
Ahzab (50) Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 Sonraki Sayfa >